YEM BİTKİLERİ VE SİLAJ HAZIRLANMASI
Ülkemizdeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanların ana yem kaynağını doğal meralar, tarla bitkileri üretim artıkları ve tarla tarımı içerisinde yetiştiriciliği yapılan fiğ, yonca ve korunga gibi yem bitkileri oluşturmaktadır. Bunun yanında silajlık bitki yetiştirilmesi ve silaj yapımı Bakanlığımızca yapılan teşviklerin de etkisiyle hızla yaygınlaşmaktadır. Ülkemizdeki hayvan varlığı incelendiğinde yüksek verimli kültür ırkı ve melez hayvan sayısının önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Hayvanlardan yüksek verim alınabilmesi, iyi bakım ve besleme ile sağlanabilir. Bu bakımdan hayvan beslemede silaj önemli bir yer tutmaktadır. Bilinçli hayvancılık yapılan işletmelerde silo yemi, hayvanların beslenmesinde verimliliği artıran önemli bir uygulamadır.
12.1.SİLAJIN TANIMI VE öNEMİ
Silaj, suca zengin yemlerin havasız bir ortamda süt asidi bakterilerinin etkisiyle fermantasyona uğratılması sonucu elde edilen yemdir. Yemin saklandığı yere de silo veya silaj çukuru adı verilir.
Ülkemizde son yıllarda hayvan başına et ve süt verimi artmıştır. Bu artışta buğdaygil ve mısır silajının büyük payı olduğu bilinmektedir. özellikle nemli bölgelerde otun kurutulma sorunu ve çoğu bitkinin kolayca silolanması silaj üretimini yaygınlaştırmıştır. Bitkilerin besin maddelerinde çok az bir kayıp ile saklanması, hava şartlarından fazla etkilenmemesi, mekanizasyona uygun olması, hasat ve taşıma kayıplarının azlığı ve iyi yapılmış silajların uzun süre korunabilmesi gibi nedenler ile silaj kullanım alanı giderek yaygınlaşmaktadır.
12.2.SİLAJI YAPILAN BİTKİLER
Hemen bütün bitkilerden silaj yapılsa da en fazla mısır, sorgum, sudanotu, fiğ-tahıl karışımları, İtalyan çimi, doğal çayır ve mera bitkileri ile birçok sanayi yan ürünlerinden silaj yapılmaktadır. Yonca, üçgül, fiğ gibi baklagil yem bitkilerinin de silajı yapılmakla birlikte bu bitkilerin dokularındaki organik asitlerin, mineral maddelerin ve protein oranının yüksek olması, şeker oranının düşük olması nedeniyle silolanmalarında güçlükler doğmaktadır.
12.3. MISIR SİLAJI
Mısır tüm dünyada mükemmel bir silaj bitkisi olarak kabul edilir. Çok yönlü kulanım alanına sahip mısırın son yıllarda yeşil yem ve silaj üretimi amacı ile ekim alanı artmıştır. Mısır silajı veriminin yüksekliği, silaj yapımına uygunluğu ve elde edilen silajın besleme değerinin yüksekliği gibi nedenlerle tercih edilir. Mısır sıcak iklim bitkisi olması dolayısıyla ilkbahar ve yaz başlangıcında ekilebilir. Tohum iriliğine bağlı olarak dekara 2-2.5 kg tohumluk kullanılması yeterlidir. Tane mısır üretiminde dekara 8-9 bin bitki olacak şekilde ekim yapılırken, silajlık mısır üretiminde bu rakam 12-14 bin’dir. Ekimde sıra arasının 70 cm, sıra üzerinde ise 10-12 cm olması önerilmektedir. Sindirilme oranının yüksekliği ve birim alandan yüksek verim alınabilmesi mısırın en önemli avantajlarıarasındadır .
Resim 12.1.Silaj yapılacak mısırın biçilmesi
Ülkemizde kıyı ve geçit iklime sahip yörelerde tahıl (buğday, arpa) hasadından sonra mısır, silo yemi amacıyla ikinci ürün olarak yetiştirilmektedir. Silajlık olarak ekimi yapılacak mısır çeşitlerinin uzun boylu, bol yapraklı, ve koçan ağırlığı yüksek olmalıdır. İkinci ürün olarak ekilen bölgelerde mısırın erkenci olması gereklidir.
Mısırın silolanmasında ayrıca katkı maddesine gerek duyulmaz. Mısır fermente özelliği nedeniyle proteince zengin ve tek başına silolanmayan bitkilerin silajının yapımında katkı maddesi olarak kullanılır. Mısır silajının kalitesini çeşit, hasat zamanı, koçan oranı, parça boyutu, silonun şekli, doldurma süresi, sıkıştırma derecesi gibi özellikler belirlemektedir. Genel olarak mısırda en yüksek kuru madde verimi süt olum ile hamur olum devresi arasında yapılan biçimlerden elde edilir. Bu dönemde kuru madde oranı % 30-45 kadardır ve silaj için en uygun düzeylerdedir. Kuru madde sindirilebilirliliği ve hayvanların gönüllü yem tüketimi bu devrede en yüksek noktadadır.
12.4.YONCA SİLAJI
Yoncanın kuru ot olarak üretimi tercih edilmesine rağmen ilk biçim zamanındaki hava şartları her zaman kurutma işlemini mümkün kılmaz. Bu durumda yonca otunun kalitesini korumak için silaj yapımı önerilmektedir. Yonca silajı protein, kalsiyum ve fosfor bakımından zengindir. Fazla nem içeren yonca otunun silolanması durumunda silaja besin katkı maddeleri ve kimyasal koruyucular katılması gerekmektedir. Fermentasyonu hızlandırmak ve gerekli karbonhidratı sağlamak için yonca silajına öğütülmüş mısır, arpa, buğday, yulaf gibi dane yemler, melas veya bakteri inokülantları katılabilir.
12.5.SORGUM TÜR VE MELEZLERİ SİLAJI
Yazlık bir bitki olan sorgum, silaj yapımına çok uygundur. Toprak sıcaklığı 15-20 °C yi bulduğu zaman, pratik olarak mısır ekiminden 1-2 hafta sonra sorgum ekimine başlanmalıdır. Sorgum silajı için bitkinin süt olum-sarı olum döneminde biçilmesi uygundur. Sorgum lezzetli oluşu nedeni ile hayvanlar tarafından sevilerek yenir. Sorgumun yeşil olarak tüketilmesi sırasında görülen HCN zehirlenmesi, sorgum silajı yiyen hayvanlarda görülmez. Sorgum dekara 1-3 kg ekilmeli ve sıra arası 40-60 cm olmalıdır. Sorgumun silolama tekniği mısırla aynıdır.
12.6.TAHIL, FİĞ+TAHIL KARIŞIMLARI SİLAJI
Silaj amacıyla en fazla yulaf, arpa, tritikale ve buğday kullanılmaktadır. Tritikale baklagillerle karışım yapılarak ekildiğinde bu karışımından elde edilen yemin protein ve sindirilebilir kuru madde oranı artmaktadır. Karışım hasadı tahıllar süt olum döneminde iken, fiğ hasadı ise bakla doldurma döneminde yapılmalıdır. Fiğ türleri gövdelerinin zayıf olması nedeniyle kolayca yatarlar. Yatan fiğ zor biçildiği gibi bitkilerin alt kısımlarında çürümeler başlar. Bu nedenle kaliteli ot üretimi için fiğin tahıllarla karışık olarak ekilmesi önerilir. Bu ekim şeklinde biçim daha kolay olacağı gibi, otun verim ve kalitesi de artmaktadır. Ekimde 6-10 kg fiğ, 4-6 kg tahılla karıştırılarak ekilir.
12.7.ŞEKER PANCARI POSASI SİLAJI
Şeker üretimi sırasında elde edilen yaş şeker pancarı posasından daha uzun süre yararlanmak amacıyla silolanması önerilmektedir. Şeker pancarı posasının kolay silolanabilir bir yem maddesi olduğu bilinmektedir. Ancak kuru madde oranının % 20’nin üzerinde olması gerekir. Oysa ülkemizde üretilen yaş şeker pancarı posasının kuru madde oranı %10-15 arasındadır. Bu düzeydeki bir kuru madde ile kaliteli bir silaj elde etmek zordur. Bu nedenle şeker pancarı posası silajına melas veya buğday samanı katılmalıdır.
12.8.SOYA SİLAJI
Soya silajının en uygun zamanı yaprak kaybının olmadığı olgunluk dönemidir. Soya silajı tek başına verildiğinde hoşa gitmeyen kokusu, serbest amonyak ve butirik asit düzeyi nedeniyle hayvanlar tarafından kolaylıkla yenmez. Düzenli bir fermentasyonun oluşması için kolayca fermente olabilir karbonhidrat kaynaklarının katılması gerekmektedir. En iyisi mısır veya sorgum silajı ile % 50-50 oranında karıştırılarak yapılmasıdır. Soya silajı yüksek düzeyde protein içermekte olup (% 17-18) fazla miktarda yağ içermesi nedeniyle laktasyondaki sütçü ineklerin beslenmesinde sınırlı oranda kullanılmalıdır.
12.9.SOLDURULMUŞ OT SİLAJI
Yuvarlak balya silajı olarak bilinen düşük nemli ot silajı (haylage), otun daha düşük bir rutubet düzeyinde (% 40-60) balyalanıp, plastik örtü ile sarılıp, fermentasyona bırakılarak yapılan bir ot saklama yöntemidir.
Soldurulmuş ot silajında hasat ve depolama esnasında oluşan kayıplar, kurutma yöntemine göre çok daha az olmakta, dolayısıyla yem değeri ve sindirilebilirliği kuru ottan yüksek çıkmaktadır.
Tablo 12.1. Çeşitli Silajların İçerikleri
Kuru madde oranları (%) | ||||
Silajlar | Ham Protein | Sindirilebilir Besin Maddesi | Kalsiyum | Fosfor |
Yonca | 17.1 | 57.0 | 1.64 | 0.26 |
Mısır | 8.9 | 68.5 | 0.33 | 0.21 |
Yulaf | 10.5 | 55.0 | 0.26 | 0.24 |
Sorgum | 9.2 | 57.9 | 0.30 | 0.24 |
12.10.SİLOLARIN GENEL öZELLİKLERİ
Bugün çok değişik şekillerde ve malzemelerle silolar yapılmaktadır. Kenarları taş ile örülmüş veya tümü ile betondan yapılmış hendek silolar oldukça yaygındır. Bu silolar tamamen toprak üzerinde veya altında, bazen hafifçe toprağa gömülmüş bir şekilde yapılabilir. Hendek siloların boyutları kullanılacak ekipmana, amaca ve boşaltma süresine göre değişir. Genel olarak 6-8 m eninde 20-30 m uzunluğundaki hendek silolar yaygındır. Doldurma ve sıkıştırma işlemlerinin aynı anda yapılabilmesi için silo genişliğin 5 m’nin altında olması istenmez. Silo tabanı betondan ve % 1-2 oranında eğimli olarak yapılmalıdır. Bu eğim silajdan sızan suların dışarıya akmasını sağlar.
İşletmede yapılacak siloların boyutları ve sayısı ihtiyaç duyulan silaj miktarına göre düzenlenir. Genel olarak kışları uzun geçen yörelerde silaj verme süresi 200 gün kabul edilir. Ilıman bölgelerde bu süre daha kısadır. Hendek siloda iyi sıkıştırılmış 1 m³ mısır silajının ağırlığı 700 kg hesap edilir.
12.11.SİLAJ YAPIMINDA KULLANILAN ALET VE EKİPMANLAR
Silaj yapımında kullanılan en önemli ekipman silaj makinesidir. Silaj makineleri kullanıldıkları bitki tür ve amaca göre farklılık gösterir. Mısır, sorgum ve ayçiçeği gibi bitkilerde sıraya biçen silaj makineleri kullanılır. Bunlar bir, iki veya üç sıra biçecek şekilde olabilir. Ülkemizde yaygın olan bir sıralı mısır silajı makineleridir. Bir sıralı makinelerle saatte ortalama 1.5 dekar alan hasat edilebilmektedir. Fiğ-tahıl karışımları veya çayır otları için ise vurmalı tip makineler (ot silaj makineleri) kullanılır. Bu tip makineler bitkiyi hemen biçip parçalayarak silaj römorkuna yüklemeleri nedeni ile soldurma yapmaya imkan vermez. Tek sıra biçen düşük kapasiteli silaj makineleri için 65-70 beygir gücündeki traktörler yeterlidir. Fakat 2 yada daha fazla sayıda mısır sırasını biçebilen silaj makineleri için 100 beygir ve üzerindeki traktörlere ihtiyaç vardır. Silajlık materyalin siloda sıkıştırılması için paletli iş makineleri veya ağır traktörler kullanılmalıdır.
12.12.BİTKİLERİN BİÇİMİ VE SİLOYA DOLDURULMASI
İyi bir silaj üretimi için her şeyden önce silolanacak bitkinin uygun bir dönemde biçilmesi gerekir. Küçük parçalara bölünmüş silajları hayvanlar tarafından daha fazla tüketilirler. Bu bakımdan silajlık materyalin parça büyüklüğü normal silajlarda 0.6-2.5 cm kadar, soldurulmuş silajlarda 0.6-1.2 cm kadar olması olmalıdır. Parçalanmış bitki materyali taşınarak hemen siloya doldurulur ve sıkıştırılır. Sıkıştırılan bitki materyalinin üzeri PE veya PVC plastiklerle örtülür. örtülen silajın üzerine taş, eski otomobil lastiği, ot balyası gibi ağırlıklar konur. Doldurma ve sıkıştırma işleminin olabildiğince çabuk yapılması ve silonun en kısa zamanda kapatılması gereklidir. Uzun süre açık kalan silolarda kuru madde kaybı olacağı gibi olumsuz çevre koşulları da bozulmaya sebep olabilir.
12.13.SİLAJIN FERMANTASYONU VE OLGUNLAŞMASI
Yeşil bitkilerin siloda bozulmadan saklanabilmesi için ortam pH’sının en kısa sürede düşürülmesi ve silajın bozulmasına neden olabilecek mikro organizmaların çalışamayacağı bir düzeye indirilmesi gereklidir. Genel olarak silaj, yapımından 3-4 hafta sonra hayvanlara verilecek olgunluğa ulaşır. Olgunlaşan silaj hemen yedirileceği gibi 2 yıl kadar bekletilebilir.
Silaj kayıplarını en aza indirmek için silonun çok iyi kapatılması ve silo açılıncaya kadar örtü tabakasının düzenli olarak kontrol edilmesi gereklidir. Silo açıldığı zaman silaj içerisine hava girmeye başlar, silajda en büyük kuru madde ve besin kaybı bu devrede görülür. Hava alan silajda bakteriler, mayalar ve küfler çalışmaya başlar. İyi sıkıştırılmış, yem aralarında boşluk bulunmayan ve iyi kapatılmış silaja hava kolayca giremeyeceğinden kayıp çok düşük düzeyde kalır. Buna karşılık nem oranı çok düşük materyalle yapılan silajlar iyice sıkışmadığı için hava akımı tüm silajı kolayca etkileyebilir. Silonun açılmasından sonra hızla tüketilmesi kayıpları azaltır, uzun süre açık kalan ve yavaş tüketilen silajlarda kayıplar artar.
12.14.SİLO YEMİNİN öZELLİKLERİ VE YEM DEĞERİNİN öLÇÜLMESİ
Silo yeminin rengi yapıldığı bitkiye göre değişmekle birlikte açık yeşilden daha koyu tonlara kadar değişebilir. Silajın hoşa gidecek bir kokusu olmalı, istenmeyen tereyağ asidi ve küf gibi kötü kokular olmamalıdır. Bitkilerin yaprak ve sap kısımları bozulmadan kalmalı, yapışkan bir görünümde olmamalıdır. Silajın yem değeri, öncelikle yemin türüne, biçim zamanına ve olgunluk derecesine bağlıdır. Bunun dışında silolama tekniği de yem değeri üzerinde etkilidir. Silaj kalitesinin düşmesi, aşırı ısınma sonucu istenmeyen tereyağ ve sirke asidi bakterilerinin oluşmasından kaynaklanmaktadır. Silo yemlerinin yem niteliğinin tahmini, fiziksel ve kimyasal yöntemlerle yapılmaktadır. Fiziksel yolla yapılan belirlemede duyu organlarından yararlanılır. Bu bakımdan koku silo yeminin en belirgin fiziksel özelliği olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında kuru madde ve pH değeri niteliğin belirlenmesinde önemli bir ölçüdür. Fiziksel yöntem işletme şartlarında silo yeminin pratik ve hızlı bir şekilde değerlendirilmesi yönünden önemlidir.
12.15.HAYVAN BESLEME AÇISINDAN SİLAJ
1.Silo yemleri hayvanların yeşil kaba yem ihtiyaçlarını karşılar. Silo yemlerinin hazırlanmasıyla sulu yemlerdeki besin madde kayıpları azalır.
2.Silo yemi, kuru ota göre daha hoş kokulu ve yumuşak olduğu için sevilerek tüketilir.
3. Silo yemlerindeki protein ve karbonhidratlar kuru otlara göre daha çok, besin maddelerinin sindirilme oranları daha yüksektir.
12.16.SİLAJ KATKI MADDELERİ
Silaja katılan katkı maddeleri, fermentasyonu geliştirmek, silolama kayıplarını azaltmak, silajları tüketen hayvanların verim performanslarını artırmak amacıyla kullanılan çeşitli özellikteki ürünlerdir. Katkı maddeleri kötü bir silajı iyi bir silaj yapmaz. Sadece iyi bir silajı daha iyi bir silaj haline getirir. Silolamada kullanılan katkı maddeleri şunlardır.
12.16.1.Karbonhidrat Kaynakları: Silaj için biçilen bitkilerde uygun nem oranı ve uygun karbonhidrat miktarı her zaman bulunamaz. Siloda fermantasyonun düzenli bir şekilde sürmesi güçleşir. Bu nedenle özellikle nem oranı yüksek, fermente olabilir karbonhidrat oranı az olan yeşil materyalin silolanması için birçok katkı maddesi kullanılır. Mısır, arpa, yulaf danesi, kepek, tahıl kırmaları, melas, hayvan pancarı, şalgam, patates ve çeşitli tahıl unları bu gruba girmektedir. Ucuz olması ve kolayca bulunması nedeniyle günümüzde en fazla kullanılan katkı maddesi melas olup silolanacak yemin çeşidine göre % 1-6 oranında katılmaktadır. Melasın siloya katılması 3-4 kat su ile seyreltikten sonra büyük silolarda makine ile küçük silolarda ise elle yapılmaktadır. Arpa, buğday ve mısır gibi karbonhidratça zengin dane yemlerin silaj yapım aşamasında silajlık materyalin karbonhidrat içeriğine göre %1-4 arasında kullanımı tavsiye edilmektedir.
12.16.2.Yemlerin Su İçeriğini Düşüren Katkı Maddeleri: Yemlerin su oranı fazlayken silolanmaları zorunlu ise siloya suyu emecek maddelerin konması gerekir. Bu iş için en fazla kuru pancar posası ve buğday kepeği kullanılmaktadır. Bunlar 1 ton silo yemine 25-30 kg katılmalıdır. Sap ve saman gibi maddeler, silajın kalitesini düşürdüklerinden zorunluluk olmadıkça kullanılması önerilmez.
12.16.3.Tuz : Yeşil yemlerin sodyum oranı düşük olduğundan hayvanların ihtiyacını karşılamazlar. Bunun için silo yemlerine tuz katılması da gereklidir. Tuzun fermantasyona etkisi zayıf olmakla birlikte bakterisit etkiye sahip olması nedeniyle silaja % 1-3 oranında katılabilir. Silo yemlerine kalın öğütülmüş kaya tuzu katılması önerilmektedir.
12.16.4.Bakteriyel İnokulantlar : Silajlarda fermantasyonunun düzenli gitmesi için silaja Laktik asit, asetik asit gibi değişik bakteri kültürlerinin eklenmesi uzun yıllardan beri uygulanmaktadır. Silaja eklenen bu bakteri kültürlerinin, siloda diğer bakterilerin aleyhine hızla gelişerek pH’yı 4.0 düzeylerine indirmesi, kuru madde kaybını azaltması ve silajın besleme değeri ile kalitesinin artırılması hedeflenir. Bakteri kültürlerinin kullanımı gelişmiş ülkelerde uzun süreden beri yaygın olarak kullanılmasına rağmen bu ürünlerin ülkemizde kullanımı yaygın değildir.
12.16.5.Enzimler : Silaja enzimlerin katılmasının amacı bitki hücre duvarlarını oluşturan polisakkaritlerin parçalanmasını sağlamak, silajın organik maddelerinin sindirilme derecesini artırmaktır. Silajlara daha çok amilaz ve selülaz enzimleri katılmaktadır.
12.17.SİLAJLA BESLEMEDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Silajlar, hayvanların toplam kuru madde ihtiyaçlarının en fazla 1/3”ünü karşılayacak miktarda verilmelidir. örneğin hayvanın günlük kuru madde ihtiyacı 15 kg ise bunun 5 kg’ı silaj olarak verilebilir. % 25 kuru madde içeren silajla bu ihtiyaç karşılanacaksa, silajın 20 kg verilmesi gerekir. Hayvanlara silaj verilirken silajla beslemeye geçiş mutlaka tedrici yapılmalı, ani yem değişikliğinden sakınılmalıdır. Silaj hayvanlara sağım sonrası verilmelidir. Çünkü sağım öncesi verilen silajın kokusu süte geçmekte ve sütün kalitesi olumsuz yönde etkilenmektedir. Süt ineklerine silaj verilirken ihtiyaçları ölçüsünde verilmeli, küflü, bozuk silajlar verilmemelidir. Silajın selüloz düzeyi düşük ise silajla birlikte kuru ot da verilmelidir. Kuru dönemde silaj günde 8-10 kg’ı aşmamalıdır. 3 aylıktan küçük buzağılara silaj verilmemelidir. Boğalara 100 kg canlı ağırlığa 4 kg silaj yedirilebilir. Besi sığırlarına enerji bakımından zengin mısır silajı verilmesi besleme değeri ve işletme ekonomisi açısından daha faydalıdır.
kaynak:http://www.tarimkutuphanesi.com/YEM_BITKILERI_VE_SILAJ_HAZIRLANMASI_00144.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen Yorumlarınızı Yazınız...
Admin